Ãz TürkçeleÅtirme ÃalıÅmaları
GeçmiÅ yıllardan beri Ãz Türkçe ve TürkçeleÅtirme çalıÅmaları tartıÅılagelmiÅtir. Ãz Türkçe ile belirtilmek istenileni anlamayan veya anlamak istemeyen çevreler, doÄuÅundan kısa süre sonra bir âdüÅünce akımıâ durumuna gelen bu çalıÅmaları karalamak adına deÄiÅik iÅler içerisine girmiÅlerdir. Binlerce yıldır iÅlenerek bugünlere gelen kutlu dilimizi yabancı etkilerden korumak; onu birçok dilde olabilecek âkirliliklerdenâ arındırabilmeye çalıÅmak; Türkçemizin hem öz yapısını ve sözcüklerini kaybettirmemek hem de çaÄdaÅ ortamın gerekleriyle donatmak amacıyla yapılan çalıÅmaların deÄiÅik yönlere çekilmeye çalıÅılmasının anlamsız bir çaba olduÄunu söylemek, kuÅkusuz tarih, kültür ve dil bilincine sahip Türklerce olumlu karÅılanacaktır.
Konuyu derinlemesine açıklayabilmenin hem büyük bir araÅtırma ve çalıÅma gerektireceÄinden hem de yazının kapsamı dolayısıyla uzayarak sıkıcı bir durum almasına neden olacaÄından, âÃz Türkçeâ ile neyin anlatılmak istenildiÄine, bu çalıÅmaların ne amaçla yapıldıÄına ve TürkçeleÅtirme çalıÅmalarını karalamaya çalıÅanlara kısaca deÄinmek istiyorum. Bunları anlaÅılır ve derli toplu olması bakımından üç baÅlık altında topluyorum:
Ãz Türkçe nedir?
Genel bir dil ve tarih bilgisi olanların bileceÄi üzere, bugüne kadar ulaÅabildiÄimiz ilk yazılı kaynaÄımız âOrhun â Göktürk Yazıtlarıâdır. Bu yazıtlarda kullanılan dil, Türkçenin yazıtların yazıldıÄı döneme yakın bir zamanda oluÅturulmadıÄını gösterebilmeye yeterlidir. DiyeceÄim Åu ki, elimize geçen ilk yazılı belge Orhun Yazıtları olsa da, dilimiz yazıtların yazıldıÄı dönemden çok daha önce oluÅturulmuÅ bir dildir. YaklaÅık bir ay önce yazdıÄım âTürkçe ve Sümerce Ä°liÅkisiâ adlı yazımda da bulabileceÄiniz üzere, Prof. Dr. Osman Nedim Tuna âTürkçenin YaÅıâ sorununa ıÅık tutabilecek bir çalıÅma yapmıŠve Türkçenin en aÅaÄı 8500 yıllık bir dil olduÄunu ortaya koymuÅtu. Her ne kadar Türkçenin Orhun Yazıtlarıândan çok öncesine giden bir döneminin olduÄunu bilsek de, ulaÅabildiÄimiz en eski kaynaÄımız bu yazıtlar olduÄu için, biz bu yazıtları ve o yazıtlarda geçen dili Türkçenin âözüâ olarak sayıyoruz.
Göktürk dönemi Türkçesi, o dönemde Ä°slamiyetâin etkisine girmediÄi için neredeyse hiç yabancı sözcük içermiyordu. Bu nedenle içerdiÄi sözcüklerin tümü, Türkâün dil oluÅturma becerisi ile yüreÄindeki duyumsama gücünün örnekleriyle oluÅmuÅtu. Ä°Åte aradan geçen süre sonucunda dilimize yerleÅen yabancı öÄeler karÅısında, Türkçeyi özleÅtirmek için savunulan bu arındırılmıŠsözcüklerle oluÅan dile, âÃz Türkçeâ denilmektedir.
Yukarıdaki açıklamadan da anlayacaÄınız üzere, Ãz Türkçe Türkâün özüne dönmesi için oluÅturmaya çalıÅtıÄı arı dildir ve bir duyuÅtur. Ä°Åte tam bu duyuÅta Türkâü tam anlamıyla anlamayanlarla bir ayrılıŠbaÅlamaktadır. Eskici birkaç kiÅi, bu çabaları âÃzünüze dönmek istiyorsunuz, o zaman arabalara binmeyip at üstünde gezin, çadırlarda yaÅayın.â diyerek eleÅtirirler. TürkçeleÅtirmenin özünü anlayamadıklarındandır ki, en doÄal davranıÅlar / çabalar içerisinde bulunan kiÅileri aymazca karalamak isterler.
Konuya ilgili kiÅilerin Ãz TürkçeleÅtirmenin dilimize sonradan girmiÅ yabancı kökenli sözcüklerin tümünü dilimizden atmak, bu sözcükler yerine en eski atalarımızın kullandıkları sözcükleri getirmek olmadıÄını bilmeleri gerekir. âTürkçeleÅmiÅâ olarak adlandırdıÄımız bazı sözcükler vardır ki, yüz yıllardır dilimizde kullanılarak Türkçeye uyum saÄlamıŠve belki de alındıkları dilde bile unutuldukları hâlde dilimizde Ãz Türkçe sözcüklerden ayrılamayacak biçimde kullanılan sözcükler olarak varlıklarını sürdürmüÅlerdir. TürkçeleÅmiÅ sözcüklerin yerine, saÄlam ve uygun türetmeler yapılmadıkça bu sözcüklerin dilimizde kullanılmasında hiçbir sakınca yoktur. ÃrneÄin âkitapâ sözcüÄüne Ãz Türkçe kökenli uygun bir karÅılık bulunamadıÄı için, (aslında Türkçede “betik / bitik” sözcüÄü bulunmaktadır) yüz yıllardır dilimizde kullanılmıŠve günümüze gelene kadar TürkçeleÅmiÅtir. Bunun için bu sözcüÄün kullanılması oldukça doÄaldır ve bu sözcüÄü atarak yerine anlamsız ve uygunsuz Türkçe kökenli sözcükler koymak, Ãz TürkçeleÅtirme bilincine aykırı bir davranıÅtır.
TürkçeleÅtirme ÃalıÅmaları
Göktürk dönemi Türkçesinde neredeyse hiç yabancı sözcük olmadıÄını daha önceden belirtmiÅtim. Ä°Åte bu dönemden sonra Türklerâin toplu biçimde Ä°slamiyetâi benimsemesiyle birlikte, dilimize özellikle Arapça ve Farsça sözcükler girmeye baÅlamıÅtır. Ãok deÄiÅik dönemlerde, deÄiÅik biçimlerde özünden uzaklaÅtırılan dilimiz, yıllar geçtikçe içine birçok dilden öÄeler alır duruma gelmiÅtir. Osmanlı döneminde Fransızcaya olan ilgi sonucunda da dilimize birçok dilden gereksiz öÄe (sözcükler ve sözcük öbekleri) sokulmuÅtur.
Sözcüklerle anlatılamayacak kadar güçlü ve köklü bir dil olan Türkçe, birçok dönemde özünden kopmuÅların saldırılarına uÄramıÅtır. Dilimizi bilerek veya bilmeyerek baltalayanlar karÅısında, Türkçülük akımıyla eÅ zamanlı olarak Türkçecilik çalıÅmaları baÅlamıÅtır. Ãmer Seyfettin, Ziya Gökalp, Nihal Atsız gibi büyük bilginlerin önderliÄiyle ve çalıÅmalarıyla, bir dönem % 75 â 80â²lere varan yabancı sözcük oranı, % 15â²lere kadar düÅürülmüÅtür.
Bugün Ãz Türkçecilik bilincini taÅıyan milyonlarca Türk vardır. Bu bilincin kaynaÄında, dilimizin yüksek sözcük türetme gücüyle oluÅturulan pek deÄerli sözcüklerin bir köÅeye atılarak, onların yerine baÅka ulusların dillerindeki sözcüklerin kullanılmasını engellemek bulunmaktadır. Ne gerek var âkoÅulâlar dururken âÅartâlar ileri sürmeye; âokulâ yerine âmektepâlere gitmeye; âöÄrenciâ deÄil, âtalebeâ olmaya; âolanakâ varken âimkânâ aramaya; âiletiÅimâ kurmak yerine âirtibatâa geçmeye; âsözlükâ yerine âlûgatâa bakmaya; âbildiriâ yerine âbeyannâmeâ yayımlamaya; âolayâlara deÄil âhâdiseâlere karıÅmaya veya âuygulamaâlar deÄil âicraatâlar yapmaya⦠Bakın dilimiz ne kadar anlamlı ve uygun sözcükler türetmiÅ. Bunları kullanmak dururken, neden el dilindeki sözcükleri kullanmak durumunda bırakılıyoruz?
Bugün de geçmiÅ dönemlerde de Türkçeyi özleÅtirmeye çalıÅanlar, dilimizin ne kadar güçlü ve köklü bir dil olduÄunu bildikleri için, onun özünden ne kadar uzaklaÅtırıldıÄını ve dönem dönem çeÅitli kurumlarca o öze ait sözcüklerin kullanılmasına yasaklar getirtilerek nelerin amaçlandıÄını görerek kutlu Türkçemizi yabancı etkilere karÅı elden geldiÄince korumak için çabalamıÅlardır. Gerçekten yüreÄinizde Türklük ve Türkçe sevgisi duyumsuyorsanız, bundan yaklaÅık bin yıl önce yazılmıŠçok büyük bir Türk yapıtında geçen âyanut > yanıtâ sözcüÄünü bırakarak âcevapâ sözcüÄünü kullanmanın ne kadar anlamsız olduÄunu anlarsınız.
TürkçeleÅtirme çalıÅmalarının nasıl bir duruÅla gerçekleÅtirildiÄini, Ziya Gökalp çok açıklayıcı bir dörtlükle ortaya koyuyor:
Uydurma söz yapmayız,
Yapma yola sapmayız,
TürkçeleÅmiÅ Türkçedir,
Eski köke tapmayız.
Yukarıdaki dörtlükten anlaÅılacaÄı üzere, dilimiz TürkçeleÅtirilmek için anlamlı ve yapıcı olmaktan uzaklaÅtırılmamıÅtır. Ãrnek vermek gerekirse, âhastalıkâ yerine âsayrılıkâ sözcüÄünü kullanmak veya âhayvanâ sözcüÄünü kaldırıp âyılkıâyı kullanmak bugün için pek doÄru deÄildir. Ãünkü bu sözcükler yüzlerce yıldır dilimizde kullanılmıŠve TürkçeleÅmiÅtir. Birkaç örnekte görülen ve yerlerine daha saÄlam sözcükler bulunamadıÄı sürece onları dilden çıkarmanın pek kolay olmadıÄı sözcüklere ellememek, âhemasırâ yerine âçaÄdaÅâ, âhükümâ yerine de âyargıâ sözcüklerini kullanmamalıyız demek deÄildir.
Siz de anlamıÅsınızdır ki, TürkçeleÅtirme çalıÅmaları Åu veya bu dile karÅı içimizdeki kötü düÅüncelerin dilimize yansıtılması deÄildir. Türkçe karÅısında tüm diller aynı deÄerdedir. Ayrıca bugün yaÅayan dillerin içinde, dıÅa açık olmayan bazı küçük boy dillerinden baÅka hiçbir dil oluÅturulduÄu dönemdeki gibi kalmamıÅ, deÄiÅmeler göstermiÅtir. AnlayacaÄınız âarıâ dil yoktur. Buna karÅın her ulus, diline yalnızca âgereksinimâ boyutunda öÄeler alır. Bir dilde âtaÅâ gibi binlerce yıldır kullanılan bir sözcük varken, onu kaldırıp âsengâ (Farsça) veya âhacerâ (Arapça) yapmak aymazca bir tutumdur. Peki bu yapılmamıŠmıdır? Bir dönem içinde âsengâ veya âhacerâ sözcüklerini barındıran binlerce yapıt ortaya konulmuÅtur. Ä°Åte TürkçeleÅtirme, böylesine gereksiz ve dilimizin yapısına aykırı alıntıları dilden atmaya çalıÅmaktadır.
TürkçeleÅtirmeleri Karalama
Türkiyeâde Türkâü yüceltmeye ve Türkâün dilini, tarihini ve kalan tüm deÄerlerini bozacak öÄelerden kurtarıp bundan yaklaÅık 1500 yıl önceki kadar deÄerli bir ulus yaratmaya çalıÅan bütün çabalar âkaralanmayaâ çalıÅılmıÅtır. Bu durum TürkçeleÅtirme çalıÅmalarında da belirmiÅ ve bir dönem çok yararlı sözcükler türeten Türk Dil Kurumuânun çok yanlıŠiÅler içerisinde olduÄu topluma benimsetilmeye çalıÅılmıÅtır.
Bugün TürkçeleÅtirme dediÄimiz anda, bu konuya azıcık ilgisi olan ve bu duruÅu benimsemeyen birkaç aymaz kalkıp Åöyle der: âTürkçeleÅtirme dediÄiniz, âotobüsâü kaldırıp âçok oturgaçlı götürgeçâ; âyumurtaâ yerine âtavuksal fırlatgaçâ; âlokantaâ yerine âotlangaçâ⦠gibi sözcükler getirmek midir?â Ä°Åte bu kiÅiler, iki sözle bilinci karıÅtırılacak kadar düÅünmekten kaçınan kiÅilerdir. âBilgisayarâ gibi bir sözcüÄü türeterek bugün çocuklarımızın âcomputerâi kullanmamasını saÄlayan Türk Dil Kurumuânun böylesine saçma uydurmalar yapacaÄına hiçbir Türk inanmamalıdır. Bu sözcükler, Tdkânin yaptıÄı TürkçeleÅtirme çalıÅmalarını karalamak, TürkçeleÅtirmenin gereksiz ve anlamsız bir çaba olduÄunu benimsetmek isteyen, dil ve ulus sevgisinden yoksun iki tane edebiyat öÄretmeninin yapmıŠolduÄu uydurmalardır. Amaçları, bu uydurmalar üzerinden TürkçeleÅtirmelerin hep bu yönde yapıldıÄını topluma benimsetmeye çalıÅmaktır.
Artık âmektepâlerde âtalebelerâ ile âtedrisatâ yapılmaması, birilerinin gücüne gidiyor olacak ki, onlar âcevapâ yerine âyanıtâ, âsualâ yerine âsoruâ, âbeyannâmeâ yerine âbildiriâ kullananları suçlu göstermeye çalıÅmıÅlardır. Yukarıda amacımızı açıklarken belirttiÄimiz gibi, biz Türkçe gönüllüleri olarak sizin gibi yapmacık ve yararsız iÅler uÄrunda deÄil, yapıcı ve anlamlı çalıÅmalar ortaya koymaya çalıÅıyoruz. Dil bilincine sahip kiÅilerin çalıÅmalarında birkaç çapulcu karÅısında yılmayacaklarını biliyor görüyoruz. Bugün öÄrenciler âimtihanâ deÄil âyazılı / sınavâ yapılıyorsa, bu bizim baÅarılı olduÄumuzun apaçık göstergesidir.
Yukarıda üç baÅlık altında anlatmaya çalıÅtıÄım TürkçeleÅtirme çalıÅmalarını özetlemek gerekirse;
Türkçe yaklaÅık 8500 yıldır iÅlenerek ve güçlenerek günümüze kadar gelmiŠçok kutlu bir dildir. Bu dilin belli dönemlerde deÄiÅik biçimlerde kirletilmeye çalıÅılması, yalnızca belli dönemlerde yaÅayanlara bugün kötü düÅünceler beslememize neden olmuÅ, dilimize hiçbir yararı olmayan öÄeler sokularak dilimiz baltalanmıÅtır. Yıllar, bugün düÅündüÄümüz gibi Türkçenin baÅka dillerden gereksiz alıntılar yapmasının doÄru olmadıÄını göstermiÅ ve bugün saygı ile andıÄımız birkaç Türk bilgesi, Türkçenin % 80â²lere varan yabancılaÅmıÅlık durumunu, % 14â²lere kadar düÅürebilmiÅtir. Bunu da yukarıda deÄindiÄimiz birkaç çapulcunun yaptıÄı gibi deÄil, dilimizin yapısını ve durumunu bilerek ona uygun türetmeler yaparak gerçekleÅtirmiÅtir. Yapılan çalıÅmaların saÄlamlıÄındandır ki, bugün binlerce yıl önce atalarımızın oluÅturdukları sözcükler ulusumuzca beÄeniyle kullanılmaktadır.
Bir yüce milletin oluÅturduÄu bu kutlu dil, özüne aykırı dillerden yapılacak alıntılarla kirletilecek kadar çaresiz ve deÄersiz deÄildir. Bunun için Türkçeyi koruyup gelecek kuÅaklara arı bir biçimde aktarmak, dil ve ulus bilincini taÅıyan her Türkâün öncelikli görevlerinden olmalıdır.
Dipçe: Yukarıdaki yazıda verilen örneklemeler ve özel adlar dıÅındaki tüm bölümlerde, derin kökenbilimsel inceleme yapmadan anlaÅılabilecek 12 tane yabancı sözcük bulunmaktadır. Bu 12 sözcüÄün yazıdaki tüm sözcüklere oranı â% 0,8âdir. Yani yukarıdaki yazının dili, % 99 oranında Ãz Türkçedir. Bu da göstermektedir ki, Ãz TürkçeleÅtirme çabalarıyla yazılar oluÅturmak hiç de güç ve anlamsız deÄildir.
Yavuz TANYERÄ°
BENZER KONULAR
Bu Yazıya 28 KiÅi Yorum YazmıÅ!
Yorum Yaz! | GörüŠBildir!
- Yazının BaÄlantısı: Ãz TürkçeleÅtirme ÃalıÅmaları
- Yazının Bölümü: Benim Kalemimden, Türkçe, Türkçe
- DiÄer kaynaklarda arayın:
- Etiketler: Arı Dil, Arındırma, Beceri, Ãapulcu, Dil, Dil Dernegi, Dil OluÅturma, Dilde ArılaÅtırma, Dilimiz, Ä°slamiyet, Karalama, Karalama ÃalıÅmaları, Kutlu Dilimiz, Kutlu Türkçemiz, Ãz Türkçe, Ãz Türkçe Metin, Ãz Türkçe Nedir, Ãz Türkçe Yazı, Ãz TürkçeleÅtirme, Ãz TürkçeleÅtirme ÃalıÅmaları, Ãz TürkçeleÅtirme ÃalıÅmalarının Kapsamı, Ãz Türkçenin Kapsamı, ÃzleÅtirme, ÃzleÅtirme ÃalıÅmaları, TDK, Türk Dil Kurumu, Türkçe, TürkçeleÅmiÅ, TürkçeleÅtirme, TürkçeleÅtirme Bilinci, TürkçeleÅtirme ÃalıÅmaları, TürkçeleÅtirme nedir, türkçeleÅtirme saçmalıkları, TürkçeleÅtirmeleri Karalama, Türkçemiz, Türkçenin ÃzleÅtirilmesi, Türkiyede Ãz TürkçeleÅtirme, Yabancilasma, Yabancı, Yabancı Sözcük, Yavuz Tanyeri, Yobaz
- Rastgele 10 Yazı:
- Türklerin Feysbuk ÃılgınlıÄı
- Kitap Telif Ãcretleri
- Eski Türklerde Yemek Kültürü
- Forum / Sözlü Anlatım
- Hukukta Türkçülük / Ziya Gökalp
- Gezi Yazısı Ãrnekleri
- Türklerde Ant İçmek ve Kan KardeÅliÄi
- GeçiÅ ve BaÄlantı Ä°fadeleri Nelerdir?
- Bunları Biliyor musunuz? – (8)
- İnsan ve Sistem / Nejdet Sançar
Ãvgüye deÄer, bin bir emekle hazırlandıÄı belli.Ãok faydalanıyorum. Dolu dolu. DevamlılıÄını diliyorum Bu güzel insanlara teÅekkürü bir borç biliyorum. Hepinizden Allah razı olsun.
Ãok güzel bir site bu siteyi tüm arkadaÅlarıma tavsiye ediceÄim çok akıllıca düÅünülmüÅ.
En güzel sitelerden biri ama Türkçemizi yani ana dilimizi bu kadar güzel anlatan site neredeyse yok. Gerçekten güzel bir Åey bu bunları en içten ve gerçekten yürekten söylüyorum emeÄi geçen tümhocalarımıza teÅekkür ederim yeni nesiller sizin olacaktır.
Ãok güzel! Ãok beÄendim!
Ãncelikle bu çalıÅmada emeÄi geçen herkesi canı gönülden teÅekkür ederim Türkçe çok köklü ve zengin bir dildir az önce yazıyı okurken 8500 yıllık bir dil bu dili korumak her Türkün görevidir.Allah sizler gibi degerli hocalarımızı baÅımızdan eksik etmesin dil bir ülkenin olmazsa olmazlarından inÅallah bu yaÅıma kadar Türkçeyi doÄru ögrenmiÅimdir.Kaynakları titizlikle okuyacaÄım inÅallah.Türkçe yazalım Türkçe okuyalım Japonlar gibi olalım,onlar gibi ülkesine,diline,kültürüne sahip çıkalım.
İlk defa güzel bir site buldum bu çok güzel.
Yoo bu siteden daha güzelide var canım benim.
ArkadaÅlar Türkçeyi doÄru konuÅalım, doÄru yazalım lütfen.
Evet sana katılıyorum sana katılıyorum ama sanal aÄlarda Türkçemizi doÄru kullanmıyorlar.
Sayın Yavuz Tanyeri, çok güzel, bir o kadar da bilgilendirici bir metin. Her Åeyi basit ama güzel anlatiyorsunuz. Ben bir Åair olarak hep kitaplarımda öz Türkçe kullanıyor ve okuyucularımdan bunun karÅılıÄını alıyorum. Ayrıca Melburunda Türk radyosunda yorumlar yapıyor ve dil konusunda bildiklerimi dinleyicilere aktarıyorum. Bu yazınızı da yorumlarımda kullanmak istiyorum. Sizlere çok teÅekkür ederim. SaÄ olun, var olun.
Yazınız çok güzel. Güzel misallerle öz Türkçeyi izah etmiÅsiniz. Her Åey açık ve net. SaÄ olun.
Turkay Bey,
Bu deÄerli yorumunuzla benzer bir yüreÄi taÅıdıÄımızı ortaya koyduÄunuz için teÅekkür ederim. Sizin gibi toplum içerisinde etkin kiÅilerin Türkçemizi özleÅtirme çalıÅmalarını desteklemesi gerçekten bizleri sevindiriyor ve kaygılarımızı az da olsa hafifletiyor.
VarlıÄınız daim olsun deÄerli soydaÅım.
Esen kalın.
Mustafa ve Yavuz:
Her ikinize de ilginizden dolayı teÅekkür ederim.
Dilimize eskiden geçmiÅ kelimelere fazla karÅı çıkılmaması konusunda Mustafaya katılıyorum. Ama Türkçemizi geliÅtirmemiz gerekiyor. Fiilllerden, sıfatlardan yeni sözcükler oluÅturmayı yeni nesillere benimsetmek gerekiyor. Hayat yerine yaÅam, imtihan yerine sınav denmesi konusunda baskı yapılmamalı: bu zenginlik özellikle yazı için gerekli. Yalnız, dilimize geçmiÅ her bir yabancı kelimenin Türkçesi oluÅturulmalı. Kendi dilimizde yapmak mümkünken niçin baÅka dillerden kelime transfer edelim? bakın transfer dedim:) Bunun kuralları okullarda çocuklara iyice belletilmeli, sevdirilmeli. Ä°ngilizce ile dilimizi karÅılaÅtırdıÄımda dilimizin kelime daÄarcıÄı ne yazık ki çok yazıf, son derece fakir. bu fakirlik yazı dili açısından da konuÅma dili açısından da böyledir. Osmanlıca (yazı dili olarak) çok zengindi ama halk bilmiyordu. Gitti diye üzülmüyorum. Åimdi yepyeni bir yapılanmanın olması gerekiyor. Dilimzde Åu an kullanımda mevcut olan osmanlıcadan kalma kelimelerimizin ve öz Türkçe kelimelerimizin hepsi bir araya gelse bile yetersiz. çok yetersiz.
Ãok önemli bir Åey daha: Kitap yazanlara, internette yazanlara, gazetecilere, televizyon programı sunucularına, televizyonda konuÅan sanatçılara, aydınlara yazılarında ve konuÅmalarında ingilizce â fransızca sözcükleri kulanmamaları konusunda baskı yapılmalı. ÃoÄumuz kolayına kaçıp yabancı sözcükler kullanıyoruz. bu da gençlere ve çocuklara son derece kötü örnek oluyor. Ana dili Türkçe olan çok kiÅi var ki bunlar ingilizce konuÅurken Türkçe tek kelime kullanmaz ama Türkçe konuÅurken sık sık ingilizce kelime kullanır. Televizyonda görüyorum bu Åekilde konuÅmayı adamlık sanıyorlar. Yaptıkları terbiyesizlikten baÅka bir Åey deÄil. Dinde günahlar nasıl kabul edilemezse dilde yapılan küstahlıklar da kabul edilemez. Bunun önemi anlaÅılmalı.
Ãok doÄru söylemiÅsin bizde demiyoruz Türkçenin %90’nı yabancı dil olsun ama ne var ki kelime alıÅveriÅi olmadanda olmuyor.Tamam sen oranı %80 den %14’e düÅürdün ama önüne gelen arapçayı farsçayı kazıyayım derken kelime daÄarcıÄımızı yarıya indirdin ve düÅünce ufkumuzu daralttın. Misal ingilizcenin dilbilgisi yapısı Türkçeden daha ilkel ama adamların dili kelime açısından daha zengin çünkü adamlar gereksiz yere milliyetçilik yapmıyor ve yenemediÄi bilek olunca öpüyor. Biz müslüman olduÄumuzda bizden önce ki müslümanlar bilim ve sanattaki altın çaÄını yaÅarken biz bozkırdan iniyorduk onlar bizden ileri idi. Biz 200 yıl ilerleyip size öyle katılalım diyemezlerdi ya.
Ne var! Bu kadar uzun yazacak ya! =p
Ãok guzel begendım bırde yazılı sorularını versenız butun arkadaslarıma tavsiye ettim ogretmenlerime de verdim bu siteyi.